içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Savaş Bitmedi!

Savaş Bitmedi!

 

Bir ülkenin kendi "resmi tarih"ini yazmasını bir dereceye kadar anlarım, ama başka ülkelere de resmi tarih yazmasını bir türlü anlayamam. Atv'de Sultan Alparslan'ın biyogrofisini anlatıyorlar ve diyorlar ki; Sultan Alparslan Anadolu'yu fethetmeden önce Gürcistan'a saldırmış ve Tiflis de dahil olmak üzere Gürcistan'ı fethetmiş. Vallahi de yalan, billahi de yalan!.. Yahu o tarihlerde bir Gürcistan Devleti yok ki... O tarihlerde bölgenin hakimi Abhaz Krallığı. Üstelik de bu krallık Sultan Alparslan'ın canını öylesine sıkmış ki, diğer müslüman halkları Abazalara karşı yanında savaştırabilmek için dönemin halifesinden fetva bile almış. Bu fetvada da diyor ki; "Karadeniz ile Hazar arasında yaşayan Abazaların kanı müslümanlara helaldir". Masalcı Atv'den elbette ki doğru bir tarih beklemek de saflık olur. Ama, işlerini güçlerini bırakıp Gürcülere resmi tarih yazmaları da tuhaf doğrusu. (Hayri Ersoy’un sosyal medya üzerinde paylaşımı)

 

1992-93 tarih aralığında Abhazya da yaşanan olaylar karşısında sebebi her ne olursa olsun katılamayan hatta o günlerde yaşı 0-15 Aralığında olanlar bugün 25-40 yaşlara ulaştılar. Bu kardeşlerimiz katılanların şanslı olduğunu kendilerinin görev alamadıklarını düşünerek ah vah ediyorlar. Hayır, kardeşlerim yanılıyorsunuz. Savaş gerçekten bitmedi. Hayatın her alanında yaşanıyor. Bugün 30 Ağustos Zafer Bayramını kutladığımız, atalarımızın can ve kan verdiği vatan bildiğimiz topraklarda yaşayan bazıları Hayri Ersoy kardeşimin işaret ettiği "Yalan Tarih yazmak" görevini üstlenmiş.

 

Söz konusu edilen tarihlerde esamesi bulunmayan Gürcistan için " Yalan Tarih" yazmaya kalkan Sabah Grubu bir şekilde benim de dolaylı olarak (Abhazya için) katkıda bulunduğum " Sabah Abhazya " adı ile içeriğini bizim ( Erhan Altıparmak, Necdet Akoğlu Levent Candan, Özen Sanbay ve birkaç arkadaş daha) hazırladığımız gazeteyi basmıştı.

 

Ben dana altında buzak var mı yok mu? Aramıyorum. Ama “Şeytanın avukatlığını yaparsam olası karşı hamle var gibi zannediyorum.”

 

O gazetenin çıkma sürecini yakinen bilen birisi olarak haksız yere yapılan eleştirilere gerçekten çok üzülmüştüm. Abhazya Cumhuriyeti Devlet yöneticilerince kendisine verilen Abhazya Ticaret Ataşesi unvanı ile görev yapan soydaşımız Ruhi Karaalp Sabah Abhazya adı ile çıkmasını sağlamak için ekonomik destekte bulunmuştu. Gazetenin basıldığının duyurulması Türkiye de çok ses getirmiş baskısı yapılan tüm gazeteler günün erken saatlerinde yok satmaya başlamıştı. Ne yazık ki o zamanda kıyameti koparanlar oldu. Başta Gürcistan her zaman olduğu gibi birilerini ilgili makamlara gönderdi basımı devam edecek olan gazetenin yayımlanması engelledi. Ne yazık ki sırf dünya görüşümüz yüzünden o gazete de basılmasına bizim insanımız da itiraz etti. Maalesef istemeyerek de olsa Sabah Abhazya gazetesinin aylık olarak basılmasının önüne geçmiş oldu.

 

Savaş devam ediyor.

Türkiye’de Abhazlar ne yaparlarsa yapsınlar konuklarının arasında devlet yöneticileri varsa ilk itiraz Gürcistan dan geliyor.  Türkiye Cumhuriyeti Devletinin her hangi bir yöneticisini Abhazlar arasında görünmesine asla ve kat’a tahammülleri yok.  

 

Efendim filanca belediye başkanı Abhazların bir etkinliğine katılmış ona ve bağlı olduğu bakanlığa elçisini gönderiyor. Bir şehrimizin valisi kendi ilindeki Abazalar ile birlikte olmuş hemen ilgili bakanlığa ve valiliğe bir elçi gönderiyor. Eski Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Yalçın topçuyu da şikâyet ettiklerini bizzat Sakarya toplantısında kendi anlatımı ile dinledim.  Zannediyorlar ki Türkiye Gürcistan’ın müstemlekesi. (Bu konuyu ayrıca yorumlayacağım.)

 

Şimdi! Sabah grubu bizim açımızdan lehte ve alehte bir eylem gerçekleştirmiş. Birinin arkasında Abhazlar diğerinin arkasında Gürcüler var. Abhazlar dediğim sen, ben birkaç kişi, Gürcüler dediğimiz bir devlet. Savaş 92-93 sürecinde de adil değildi bugünde adil değil. Ruhi Karalp bana göre Gürcü lobisi tarafından üzerine gidildi ve ne yazık ki kendi insanımız dediğimiz kimseler tarafından zor duruma düşürüldü. İşi gücü bozduruldu. İnanıyorum ki Ruhi Bey yarın yeniden ayağa kalkar yine Abhazya için elinden geleni yapar. Bundan zerre şüphem yok. Burada bir not paylaşmak ihtiyacı hissettim. Algı mekanizması çok iyi çalıştığından bazı şeylerin önüne geçmek için anlatıyorum. Şu bilinsin ki ve Ruhi Bey de bilsin ki Ruhi Karaalp’in “Ticaret Ataşeliği” unvanı ile görevlendirilmesine o tarihteki düşünce gereği yazılı olarak itiraz edenlerden birisiyim.

 

Evet, ben dana altında buzak var mı yok mu? Aramıyorum. Ama “Şeytanın avukatlığını yaparsam olası karşı hamle var gibi zannediyorum.”

 

Türkiye’de yaşayan Abhazlara adınıza her ne diyorsanız Aşuva,Apsuva, Aşharua Abaza mutlaka yaşadığımız her alanda örgütlenmeli, birlik olmalıyız.  Bir kaç gün önce Adana Tufanbeyli Abaza Derneği kuruldu. Kuranlardan ve destek olanlardan Allah razı olsun. Duyumlarıma göre çok yakında bir kaç tane daha kurulacak. Onları da sayfalarımızda okursunuz. Yetmez daha çok, daha fazla olmalıyız. Defalarca Konfederasyon olalım diye teklifler duyuyor okuyorum. Mutlaka hayata geçirelim. Kardeş dediklerimiz ile olmuyorsa kendi konfederasyonumuzu kuralım.

 

Hayri Kuratba’ya bu yazıyı yazmama sebep olan paylaşımı için teşekkür ederim.

 

Özen Atsanba

Bu yazı 9295 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI