içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

OSMANLI DEVLETİ VE ABHAZYA KRALLIĞI İLİŞKİLERİ

 Kafkasya adını ilk defa Yunan tragedya şairi Aiskhylos’un İ.Ö. 490 yılında yazdığı “ Zincire Vurulmuş Prometheus “ oyununda geçen “ Kavkasos “ dağından alır.

 

Tarih öncesi çağlardan Ortaçağa kadar gerek ticaret gerekse savaşlar ve fetih yoluyla Kafkasya’ya giren eski Anadolu ve Mezopotamya kavimleri, Türk kavimleri, Romalılar, Bizanslılar, Kimmerler, Moğollar, Ceneviz ticaret kolonileri, Araplar, İskitler Kafkas sosyo kültürel yapısını oluşturan çeşitli unsurları bölgeye getirerek Kafkasya halklarının etnik ve sosyo kültürel yapısının şekillenmesinde rol oynamışlardır.

 

Kafkas Dağları Kafkasya’yı güney ve kuzey olarak ikiye ayırır. Kuzey Kafkasya’da yeralan Abhazya Kafkas dağları ile İngur ve Bzıp nehirleri arasında Karadeniz boyunca uzanmaktadır. Arkeolojik ve antropolojik bulgulara göre, antik “Abask” ve “Apsili” halklarının torunları olan Abhazlar 5 bin yılı aşan bir zamandır aynı topraklarda otokton bir halk olarak yaşamaktadır. İ.S. 700’ den itibaren Abhaz Krallığı Karadeniz sahilinin en güçlü devletlerinden biri olmuştur. 10. ve 11. yüzyıllarda Batı Gürcistan’ı topraklarına katan Abhaz Krallığı’nın bu durumu Moğol istilası ile son bulmuştur ve egemenliğine eski topraklarında devam etmiştir. Takiben Arap, Pers, Bizans, Osmanlı ve Rusya’nın kontrolüne girmiştir. 1992-93 Abhaz-Gürcü Savaşı sonunda Abhazya Devleti bağımsızlığını kazanmıştır.

 

Osmanlı İmparatorluğu döneminde Şervaşidze Hanedanı’ndan prensler tarafından yönetilen Abhazya 1454 yılında Fatih Sultan Mehmet’in Karadeniz sahiline gönderdiği donanma tarafından Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliğine katılmıştır. Böylece bugünkü adı Sohum olan Sebastapolis ( Sohum Kale ) kenti ve Ceneviz kolonileri fethedilmiş oldu.

 

Osmanlıların Karadeniz sahilinde 375 yıllık zaman dilimi içerisinde inşaa ettirdiği kalelerden ilki Sohum kaledir. Kafkasya’daki diğer Osmanlı kaleleri ise Anapa, Kerç, Kefe, Sucukkale, Gelencik, Göniye, Faş, Azak’tır.

 

Abhazya’nın en önemli şehri olan Sohum XVI. Ve XVII. yüzyıllarda Kırım Hanlığı ve Kefe ile Sinop ve Samsun gibi Karadeniz limanları üzerinden yapılan ticaretin merkeziydi. Sohum’da 1572-1573 yıllarında 800 kişilik bir Osmanlı tüccar kolonisi mevcuttu. Osmanlı tüccarları Abhazya’ya meşin, tuz, tüfek, kılıç, bıçak, yay satıyor ve karşılığında esir, bal, balmumu, şimşir ve av kuşları alıyorlardı. Abhazya’nın ikinci kalabalık şehri Oçamçira şehri idi. Oçamçira’nın etrafı şimşir ağaçları ile kaplıydı. Sert bir kerestesi olan şimşir Osmanlı topraklarına ihraç ediliyordu.

 

Abhazya’da at yetiştiriciliği çok yaygındı. Çok iyi bir cins olan Abhaz atlarının her yıl binlercesi Osmanlı Sarayı ve ordusunun ihtiyaçları için satın alınıyordu. XVII. yüzyılda Sohum limanı üzerinden Abhazya ile ticaret yapan Osmanlı tüccarları ve limana sefer yapan gemiciler çok iyi örgütlenmişti.

 

Ayrıca Osmanlı’ya eğitim görmek için gidenlerin yanısıra savaş esiri ve ya köle olarak götürülen çok sayıda Kafkasyalı vardı. Bunlar dışında Osmanlı kalelerindeki hizmetleri nedeniyle İstanbul’a getirilerek Osmanlıordusuna katılan Abhazlar ve Kafkasyalılar çoktu. Abhaz Damad Melek Ahmed Paşa 1650-51, Abhaz Siyavuş Paşa 1687-88, Çerkes Derviş Mehmet Paşa 1653-54 gibi birçok Kafkasyalı Osmanlı Devletin’de görev almıştır.

 

VI.yüzyılda Bizanslılar vasıtasıyla Abhazlar ve Adigeler arasında Hrıstiyanlık yayıldı.Bölgedeki 1084’te tesis edilen piskoposluk merkezi Abhazya’daki Soteriupolis (Dranda) idi.Osmanlı döneminde Divanü Hümayun’un talimatı ile Trabzon ve Kars valisi Sarı Mustafa Paşa tarafından bölgede İslamlaştırma faaliyetleri başlatıldı. 1730 yılında Hamdi Bey Abhzaya’nın ilk Müslüman hükümdarı olarak Abhazya hakimliğine tayin edildi. Günümüz de ise Abhaz halkının % 90’ı Hrıstiyan dinine mensuptur.

 

Osmanlı egemenliği devam ederken 1768’de başlayan Osmanlı-Rus savaşları ilişkileri önemli derecede etkilemiştir. Bu savaşlar nedeniyle Abhazlar ve diğer Kafkasyalı halklar Osmanlı Devletine ve başka devletlere sürgün edilmiştir. Çerkeslerin büyük sürgünü 21 Mayıs 1864 yılı olarak kabul edilmektedir.1864 yılında Çerkesistan ve Abhazya’nın Ruslar tarafından işgali kesinlik kazanmıştır.1858’den 1864 yılına kadar yalnız Abhazya’dan 20.000 kişi Türkiye’ye gönderilmiştir.

 

93 Harbi adıyla bilinen 1877-1878 yıllarındaki Osmanlı-Rus savaşında bölgeden göç ettirilen insan sayısı 82.000’dir. 19 Şubat 1878 yılında Osmanlı Devleti ve Rusya arasında barış görüşmelerine başlanmış ve tekrar on bini aşkın Abhazyalı sefalet ve yokluk içerisinde Osmanlı’ya göç etmek zorunda bırakılmıştır.

 

Osmanlı Devleti’nin Kafkasya’daki egemenliği resmi olarak 15 Eylül 1829 yılında imzalanan Osmanlı Devleti ve Rusya arasındaki savaşı bitiren Edirne Antlaşması ile sona ermiştir.

 

Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devletinde 500.000 Abhaz nüfus yaşamaktadır. Halen Abhazya ve Türkiye arasında ticari ilişkiler devam etmektedir.

 

Gül Ece Trapş

 

Bu yazı 4230 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI