içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Kardeşlik Üzerine

Kardeşlik Üzerine

Kardeş, kardeşim, kardeşler, kardeşlerim. Biz kardeşiz, siz kardeşsiniz, herkes kardeş. Kardeşlik ne içindir? Paylaşmak, ana karnından itibaren. Paylaşmak, sadece varlığı değil, yokluğu, acıyı, yoksunluğu. Hiç dikkat ettiniz mi, bir sözcük ne kadar çok kullanılıyorsa inandırıcılığını ve asıl anlamını o kadar çok yitiriyor. Bugün, bugüne, geçmişe ve geleceğe ait ne varsa o kadar çabuk tüketiliyor, o kadar çabuk anlamsızlaşıyor ki, kardeşlik bile. Her şeyin karşılıklı çıkarlar, kazanımlar üzerine bina edildiği günümüzde "Kardeşlik" kavramı bile anlamını ve kutsiyetini kaybediyor.

 

Kardeşlik paylaşmaktır, varlığı da, yokluğu da. Birlikte yok olmak değildir hiçbir zaman. Ortak paydaları çoğaltmaya çalışmaktır, ayrılma noktalarını değil. Ve hiçbir zaman üstünlüğünü kabul ettirmeye çalışmak değildir. Kardeş kardeşin kurdu değildir kesinlikle. Hele toplumsal kardeşlik, kültürel, tarihsel kardeşlik bambaşka anlamlar, bambaşka içerikler taşımalıdır. İçlerinindolu, anlamlı, nitelikli olması gerekir. Başka türlüsü yukarıda saydığımız nitelik ve özellikler dışında karşılıklı çıkar ilişkisine, beklentisine dayalı bir yapı ortaya çıkarır ki bu yapı bahsini etmeye çalıştığımız kardeşlik türlerini içinde barındırmayan, ne idüğü belirsiz bir "şey" olarak nitelenebilir ancak.

 

Kolaycılık, kafa yormama, anlamaya çalışmama, v.b. çağımızın vebası diyebileceğimiz olumsuzluklar ne yazık ki bizim toplumumuzu da sarmalamış, avucuna almış durumda maalesef. Başka türlü olması da düşünülemezdi belki de. Sadece "özel günlerini”paylaşan, içten içe yozlaşan, toplumsallığı folklorik düzeyde algılayan bir yapı ne kadar sağlıklı ve uzun ömürlü olabilir ki?

 

Yıllar yılı "et ve tırnak" edebiyatından öteye gidemeyen, kimin et, kimin tırnak olduğunun tanımlanamadığı,"kardeş, kardeş, kardeş..."söyleminin hiçbir kıymeti harbiyesi kalmamıştır artık. Çünki gerçek ve hayatın kendisi bunun böyle olmadığını bütün çıplaklığı ile göstermeye başlamıştır. Tüm sorun bu yeni durumu kavrayıp, anlayıp onun gereklerini yönetip yönetemeyeceğimizde odaklanmaktadır.

 

Örgütlenme, tüm toplumların en doğal, en masum, en vazgeçilmez, en basit hakkıdır. Ayrı örgütleniyor, varlığını korumaya, geleceğe ulaştırmaya çalışıyor diye "kardeş"liği zedelediği, bozduğu iddiası, en basit tabiriyle cahillik değilse söylemeye dilimin varmadığı, başka amaçlar taşıyan, kasıt içeren, hedef şaşırtan bir zavallı yaklaşımdır. Yaklaşık yüz elli yıldır bir arada "kardeş, kardeş”yaşayan ve örgütlü olduğunu sanıp,"özel günlerde" kim olduğunu hatırlayan, gelinen noktada da bir zamanlar birilerinin yaşanılan bölgeyi adlandırdığı ve anlamı herkesçe malum bir adı "kurtuluşu" olarak gören bir anlayış ne kardeşçe bir "zorlamadır" düşünsenize.

 

Ben Abhazım, ben,-kabul ederseniz-sizin kültürel, tarihsel, toplumsal kardeşinizim. Ancak beni asimile etmeye çalışmayın, beni benden fazla sevmeye, düşünmeye çalışmayın. Benim de kendi kaderimi tayin hakkım var! Kardeşliği kardeşliğimizin önüne geçirmeyin. Artık kurumsal kardeşlikler zamanıdır. Ve bu son şansımızdır!

 

İlaveten;

 

Son "Kartal Olayı" kardeşlik adına, kardeşliği dinamitlemeyi, halka rağmen, halk için anlayışının, kendi iç sorunlarından kurtulmak, dikkatleri başka tarafa çekmek için kardeşlerini bile politikaya kurban edebilecek bir avuç zavallının her iki taraftan da her zaman bulunabileceğinin acıklı bir göstergesidir.

İçinde bulunduğumuz zaman ve gelişmeler yukarıdaki görüş ve tespitlerimizin ne kadar doğru,ne kadar gerçek olduğunu gözler önüne sermektedir ne yazık ki!Keşke haklı olmasaydım!

 

Beyler, bayanlar; herkes aklını başına devşirsin. Şapkanızı (Kalpak olmayan) önünüze koyup bir kez daha düşünün lütfen! Kardeşlerinizi satışa getirmeyin, bir gün olur onlara ihtiyacınız olduğunu görürsünüz ama onların olmadığını acı bir şekilde görürsünüz, tabii amacınız onları yok etmek değilse!

 

Saygı ve sevgilerimle.

27.04.2013,R.Cengiz Koç,Bursa

Bu yazı 5177 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI